TOBB’dan dünyaya

TOBB’dan dünyaya "Barış Pınarı Harekatı"nı anlatan mektup

TOBB’dan dünyaya "Barış Pınarı Harekatı"nı anlatan mektup

TOBB’dan dünyaya "Barış Pınarı Harekatı"nı anlatan mektup

Barış Pınarı Harekatı'nın uluslararası kurallara uygun ve meşru bir operasyon olduğunu dünyaya anlatmak üzere Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun imzasıyla hazırlanan mektup, 190 ülkedeki muadil iş kurumlarına, 5 kıtadaki en büyük 7 iş örgütüne; Avrupa’da Eurochambers, Asya’da Asya-Pasifik Ticaret ve Sanayi Odaları Konfederasyonu, İslam Ticaret Sanayi Odası, Arap Odalar Birliği, Afrika’da Afrika Odalar Birliği, Amerika’da US Chambers ve Latin Amerikan Odalar Birliğine gönderilmeye başlandı.​

Mektupta, harekatın amacının hem ülke sınırlarının güvenliğini sağlamak hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan kaldırmak olduğu, Türkiye’nin evrensel hukuk ve uluslararası kurallardan doğan hakkını kullandığı belirtildi.

Bölgenin terör örgütlerinden temizlenerek, Suriye halkının teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarılacağı ifade edilen mektupta, böylece bölgede huzur, güven ve barış ortamının yeniden tesis edileceği vurgulandı.

Türkiye'nin terör örgütlerine karşı mücadele etme kararlılığının tam olduğu belirtilerek, uluslararası alanda bu çerçevede ortaya konulan çabalara başından itibaren tam destek verildiğinin altı çizildi.

Daha önce Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile DEAŞ ve PYD/YPG terörü ile başarılı bir şekilde mücadele edildiği ifade edilerek, Türkiye sınırlarına yönelik Suriye kaynaklı terör tehdidinin sona ermediği, özellikle Fırat’ın doğusunda sınırın ötesinde konuşlu PYD/YPG terör örgütü unsurlarınca taciz ve hasmane eylemlerin sürdüğü kaydedildi.

Bölgedeki PYD/YPG'nin terör faaliyetleri ile söz konusu örgütün DEAŞ’lı militanlarla karşılıklı menfaat ilişkilerine de yer verilerek bölgedeki oluşumlar ayrıntılı anlatıldı.

- Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanıyor

Mektupta ayrıca, Türkiye’nin evrensel hukuk ve uluslararası kurallardan doğan hakkını kullandığı, harekatın, Birleşmiş Milletler Güvelik Konseyi terörle mücadele kararları ile BM Sözleşmesi’nde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde başlatıldığına yer verildi.

Harekatın Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğine saygı temelinde yürütüldüğüne dikkat çekilen mektupta, "Daha önceki harekatlarda olduğu gibi, bu harekatın planlama ve icrasında da sadece bahse konu terör unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereç hedef alınmakta olup sivil halkın zarar görmemesi için gereken her türlü tedbir alınmaktadır. Müttefiklerimize ait üs ve gözlem noktaları hedef değildir. Askeri ayrıştırma kanalları açık ve işler haldedir" ifadeleri kullanıldı.

Türkiye’nin terörle mücadeleye dönük çabalarının Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunmasına da katkıda bulunacağının altı çizilerek şunlar kaydedildi:

"Suriye'de DEAŞ'a karşı sahada göğüs göğüse mücadele veren tek ülke olan Türkiye için DEAŞ tutuklularının durumu büyük önem arz etmektedir. Tüm yabancı terörist savaşçıların menşe ülkelerince geri alınmasının sürdürülebilir tek çözüm olduğuna inanmaktayız. Yabancı terörist savaşçılar sorunu ancak uluslararası toplumun ortak çabalarıyla çözülebilir."